CALL OF DUTY SERİSİ (İNCELEME)

öncelikle merhaba millet.foruma baktım ve call of duty hakkında birşey bulamadım.eğer varsa kusura bakmayın.
BİLİYORSUNUZ Kİ CALL OF DUTY SERİSİNİN ASIL HİKAYESİ 2. DÜNYA SAVAŞIDIR(1,2,3,5).BU YÜZDEN MODERN SAVAŞI KONU ALAN
SERİLERİNİ SİZİNLE PAYLAŞICAM.
CALL OF DUTY 4(http://www.rehberim.net/forum/oyun-inceleme-189/84101-call-duty-4-inceleme.html)
Oyunun hikâyesi birkaç değişik açıdan şekilleniyor. Oyuna bir İngiliz SAS birimi olarak, milyonları bir nükleer faciadan kurtarma göreviyle başlanılıyor. Oyun gidişatı gayet açık ve net. Her zaman olduğu gibi ekranın köşesinde bir pusulanız var ve görevinizin yeri burada işaretlenerek size gösteriliyor. Ancak bir noktadan diğerine ulaşmak hiç de göründüğü kadar kolay değil. Zira Ortadoğu ülkelerinde geçen görevlerde evlerden evlere saklanarak ilerlemek ve önünüze rasgele çıkan kişilerle mücadele etmek zorundasınız. Bu da oyundaki hareketin azalmadan devam etmesini sağlamakta. Ancak demin de bahsettiğimiz gibi tam bu nefes kesici görevlerde koştururken bir anda sona ulaşmanız, hevesi kursağınızda bırakabiliyor.

Tabii bu noktadan sonra devreye çoklu oyuncu desteği giriyor. 32 kişiye kadar destekleyen çoklu oyuncu modu, senaryo içerisindeki birçok değişik alanı içeriyor. Sert çatışmalar yapabileceğiniz yerlerden, gizlilik ve keskin nişancılık gerektiren yerlere kadar, 16 tane harita içeren oyunda, 6 tane de çoklu oyuncu oyun stili var. Bunlar klasik Deathmatch, Team Deathmatch, takımların belli yerleri havaya uçurması gereken görev nitelikli “Objective-Oriented”, bölge ele geçirilmesi gereken Capture, silahların daha gerçekçi hasarlar verdiği bir mod ve Quake misali silahların yerden toplandığı bir mod.

Sadece ateş etmeye ve bomba fırlatmaya ek olarak, iyi oynanıldığı takdirde edineceğiniz bazı artı özellikler bulunmakta. Örneğin ölmeden 3 rakibinizi alt ettiğinizde bir UAV kazanıyorsunuz; yani 30 saniye boyunca haritada düşmanlarınızın size yerini gösteren gelişmiş bir radar. Sayıyı 5’e çıkardığınızda hava saldırısı desteği kazanıyorsunuz ki, UAV ile birleştiğinde bu desteğin ne kadar önemli olabileceğini tahmin edebiliyorsunuzdur. Üstesinden geldiğiniz 7. kişi ile birlikte istediğiniz zaman çağırıp düşmanlara ateş açtırabileceğiniz bir helikopter kuvvetiniz oluyor. İşte bu eklentiler tek kişilik senaryoya gerçekten güzel heyecan katıyor.


Oyunda yaptığınız her hareketten tecrübe puanı kazanıyorsunuz. Bu da rütbenizin yükselmesine yarıyor. Rütbenin yükselmesi de oyundaki bazı kilitleri açıyor. Rütbe sınıfları ve getirileri oyundaki en ilginç şeylerden biri. Her rütbenin kendine has silah çeşidi ve ekipmanı olduğu gibi her atlanılan rütbeden sonra seçebileceğiniz çeşitli “avantajlar” ortaya çıkıyor. Bu avantajlar size oyunda çok değişik olanaklar sağlıyor. Ölmeden önce bir bomba sallamanız ya da suratınıza bir silah doğrultulmuşken kurtulabilmeniz bu “avantajlar” sayesinde gerçekleşecek.

Senaryodan, içerikten, oynanabilirlikten bahsettikten sonra tekniksel bilgilerden de bahsedelim. Ancak herkes iyi biliyordur ki Call of Duty ilk çıktığı günden beri standartlar üstündeki grafikleri, modellemeleri, ses ve müzik kalitesiyle ünlüdür. Tabii ki yine bu gelenek sürdürülmüş ve tam da yeni bir Call of Duty oyununa yakışır şekilde üst düzey çalışmalar sergilenilmiş.

Grafikler tek kelimeyle şahane. Açık ve geniş alanların tasarımı, evlerin, kulübelerin, siloların modellemeleri gerçek hayattakileri aratmıyor denilebilir. Oynadığınız bazı yerlerde oluşmuş büyük çukurlar, yıkık dökük evler, patlamış tanklardan atmosferi bire bir yakalıyor ve gerçekten de “burada daha önce çatışma olmuş” havasına kapılıyorsunuz. Gece geçen görevlerde de başarıyla işlenilmiş ışıklandırma sistemi ağızları açık bırakmaya yetiyor. Çünkü bir varil içinde yanan ateşten tutun da, geceyi dev projektörü ile aydınlatan helikopterin varlığı, basit bir ışık efekti kodundan çok daha fazlasını sunuyor. Bu da yapımcıların dinamik ışıklandırma sistemini başarıyla kullandığının bir kanıtı.
CALL OF DUTY 6(http://www.borulday.com/2009/11/modern-warfare-2call-of-duty-6/)
Gerçek bir “oyun”dan yeni çıkmış gibiyim! Hiç paintball oynadınız mı? Eğer oynadıysanız; bu oyunda da, o seviyeye yakın adrenalin salgılıyor vücut…Yok ben hiç paintball oynamadım diyorsanız, şöyle anlatayım; bu oyundan sonra “evet, ben paintball oynadım” diyebilirsiniz! =) Elbette mübalağa sanatını kullandım; ancak şundan emin olun ki, vücut sıradan bir bilgisayar oyunundan çok daha fazla adrenalin salgılıyor ve oyunun kısa olması dışında şikayet edebileceğiniz çok fazla şey sunmuyor size. Hikayesi ayrı güzel, grafikleri ayrı güzel, ek özellikler ve özel bölümler ayrı güzel, silahlar ayrı güzel, düşmanlarınız ayrı zeki …vs
Oyunu ilk açışta isterseniz direk özel bölümlerden başlayabilirsiniz benim gibi, yada hikayesi olan daha eğlenceli kısma geçebilirsiniz; ama benim tavsiyem özel bölümlerde pasınızı atmanız yönünde, elbette benim gibi paslıysanız =)
Oyunda ilk karakterimizle birkaç güzel iş başarıyoruz, aldığımız komutlarla yanımızdaki kişi ile takım çalışmasına girişebiliyoruz. “Sağdaki benim…” gibi komutlarla sizi yönlendiriyor ve siz komuta uymadığınızda fırça yiyorsunuz; “bir daha ki sefere komuta uy” yada “tüm bunları tek başıma halledemem” gibisinden. Yine ilk karakterle oynadığımız bölümlerden bana göre en güzeli, oyunun tanıtım videosunda da bulunan “kar”lı bölüm. Özellikle ilk başı; buz üstünde koşarak karşı tarafa atlamaya çalışmak ve başaramamak, bizi yakalayan bir el ve yakalayanın kullandığı mimikler. Gerçekten kendinizi atlayamadığınız için suçlu, kurtarıldığınız için mutlu ve minnettar hissediyorsunuz… Ancak bu karakterle işimiz bir görev sonrası generalin kurşunuyla sona eriyor! Ayrıntıları oynayınca görmeniz daha iyi olur sanırım.
Haa bu arada; oyun içinde isteğiniz dahilinde oynadığınız bir başka özel bölüm bulunuyor. Bu kısma sıra gelince size soruyor: “akıl ve ruh sağlığınız yerinde mi” diye =) Elbette üslubu bu değil. Özel bölüm olduğundan bahsediyor ve istediğimiz takdirde bu kısmı atlayabileceğimizden bahsediyor. Oynamamız dolayısıyla herhangi bir cezalandırmaya maruz kalmayacağımızdan falan bahsediyor. Şahsen ilk etapta düşünmüştüm! Ne bu acaba diye… Ancak merak üstün geldi ve oynadım. Gerçekten psikopatça… Sadece tek birşey söylemek istiyorum; önünüze gelen herkesi tarıyorsunuz… Sonunda ise… Neyse, henüz oynamamış olan biri olarak okuyor olabilirsiniz =) Heyecanı kaçmasın.
Daha sonra büründüğümüz karakterlerle daha farklı işlere soyunuyoruz. Mesela “intikam!”. işin sonu ise; generalin ölümü elbette =) Ancak diğer sürümlerinde de olduğu gibi umutsuz haldeyken elinize geçen fırsatı iyi değerlendirmeniz lazım.
Bu arada bilmeyenler için müjde; Kaptan Price oyun içinde tekrar aramızda! Onu bulduğumuz sahne ayrı güzel
Kısacası bu oyun kesinlikle zaman harcamaya değer. Yavaş çekimde düşmanlarınızı haklamanız, elinizde keskin nişancı tüfeği varken ıskaladığınız bir düşmanın ateş ettiğiniz taraftan gelmemesi gibi zekice hareketler, kurşun geçirmez koruyucular tutarak üstünüze gelen farklı bir düşman çeşidi, sağlığınız açısından iyi geleceğini düşündüğüm adrenalin salgısı, keskin nişancı tüfeğiyle hedefe odaklanırken sizinde gerçekten nefesinizi tutmanıza neden olan etkileyici grafikler, kar üstünde yaptığınız yarış türündeki aşamalar, suyun üstünde botla katettiğiniz yollar, özel kıyafetiyle üstünüze koşarak ateş açan “modern” askerler, harap olmuş beyazsaray, etkileyici silahlar…vs oynarken hepsi ayrı bir zevk veriyor!
Hikayeli kısmı bitirince çıkan “emeği geçenler” kısmında farklı bir düşünce hakim. Sizi müze içinde gezdirirken yan taraftan yazılar geçiyor. Ne müzesi mi? Tüm oyun boyunca bulunduğunuz ortamların film seti şeklinde hazırlanmış ve bu şekilde sergilenen bir müze. Burada oyun içindeki silahlar ortada bir camekan içinde sergilenirken, dost-düşman tüm karakterlerde film seti şeklinde hazırlanan bölümlerde poz verircesine ve bir sahneyi çeken aktör edasıyla boy gösteriyor. Yan tarafta akıp giden yazılar hiç canınızı sıkmadan geçip gidiyor ve siz o kısımda bile oyunun içinde bulunuyorsunuz…
Bu seri Kaptan Price ile sonsuza kadar devam edecek gibi duruyor =) şahsen itirazımda olmaz.

Ses ve müzikler de aynı şekilde grafikleri başarıyla tamamlıyor. Uzaktaki bir çatışmanın sesleri hafif ve tok gelirken, fısıldayan rüzgârın, hışırdayan çimlerin, önünüzden geçen dev tankların ve üzerinizden uçan helikopterlerin sesleri insana orada olduğunu hissettirebiliyor.

Call of Duty 4 hakkında söylenecek son sözlere geçelim… Bir oyunun başarılı olabilmesi için oyuncuya iyi bir atmosfer verebilmesi gereklidir. Bunun için lazım olan kombinasyon, başarılı grafikler, etkili ses ve müzikler, oynanabilirlik ve akıcılıktır. İşte bunların hepsi CoD 4’te başarıyla harmanlanmış ve kutusunda paketlenmiş. Belki tek eksiği kısa süren tek kişilik görevleri olsa da, uzunca bir süre multiplayer sınıfında vazgeçilmeden eskitilecektir.

BİLGİLER ALINTIDIR LİNKLERİ KONU BAŞLIĞININ YANINDA YAZMAKTADIR.YARDIMCI OLMUŞUMDUR UMARIM
EĞER BU OYUNU HALA OYNAMADIYSANIZ;BENCE ÇOK ŞEY KAÇIRIYORSUNUZ.İYİ OYUNLAR!!!

>>>>>>>>>>>>EMEĞE SAYGI<<<<<<<<<<<<